PATRİKLİK MAKAMINDAN DUYURU

Patrik Genel Vekili Sayın Başepiskopos Aram A­teş­yan’ın riyasetlerinde, Türkiye Ermenileri Pat­rikliği Ruhani Meclisi’nin 13 Şubat 2017 Pa­zartesi günü yapılan toplantısı sonrasında, ce­maatimiz yaşamında olağanüstü koşullar hasıl ol­muş; üzücü gelişmeler yaşanmıştır. Aceleci dav­ranmaktan kaçınmış olmakla birlikte, bugün var­dığımız noktada, Patrikhanemiz aşağıdaki hu­susları cemaatimizin tüm değerli üyelerinin ve kamuoyunun dikkatine sunmayı uygun görmüş­tür:

1) Türkiye Ermenileri Patriklik Makamı, yak­la­şık dokuz yıldır fiilen münhal durumdadır. Bu sürecin tamamı uzun ve sancılı bir geçiş dö­nemi olarak yaşanmıştır. Patrikliğimiz daima sı­kıntıların ve çalkantıların sürecin do­ğa­sıy­la ilintili olduğu varsayımıyla hareket etmiş­tir. Geçtiğimiz sonbaharda ise, Ruhaniler Ge­nel Meclisi tarafından Patrik Mesrob II Haz­ret­lerinin emekliliğinin ilanıyla, makamın mün­hal oluşu resmen tescil edilmiştir. Bu a­dım, yeni bir patriğin seçilme ufkunu be­lir­gin­leştirmekle birlikte, ne yazık ki cemaati­miz­deki çalkantıların giderilmesine vesile ol­ma­mıştır. Üzülerek ifade etmeliyiz ki yaşananların mahiyeti son bir hafta zarfında bir buh­ran seviyesine tırmanmıştır. Tüm cemaatimize a­nım­satmak isteriz ki patriklik seçiminin i­ve­dileşmesi kilise yaşantımızın ve toplumsal or­tamımızın mümkün olduğunca normalleşmesi ile doğ­ru orantılıdır.

2) Sağlıklı bir seçimin ancak bir uzlaşı ortamında temin edilebileceği gerçeğinden hare­ket­le, Patrikhanemiz, bu zor aşamada, cemaati­mi­zin evlatlarına saflaşmaları, kutuplaşma ve ça­tışmaları bir kenara bırakmayı, birlik ve da­yanışma halinde olmayı öğütlemektedir. Ge­ri­de bıraktığımız yaklaşık dokuz yıllık süreç­ten ders almalıyız. Bunu yaparken, günah keçi­le­ri yaratmamalı, birbirimizin kellesini iste­me­m­eli, tahammül, saygı ve hoşgörü çerçe­ve­sin­de sürecin devamına odaklanmamız gerektiğini u­nut­mamalıyız. Birbirimizde gözlemlediğimiz ha­taları bağışlama olgunluğu sergilemeli, bir­bi­rimize olan inanç ve güveni tazelemeli ve de ö­zellikle hiçbirimizin bir diğerimizden feragat etme lüksü olmadığını anımsamalıyız. Dokuz yıl­lık bu zor sürecin genel değerlendirmesi her ne kadar bizleri karamsarlığa sürüklese de, devamının verimliliği bakımından dayatma­lar­dan uzak kalmalıyız.

3) Türkiye’de Ermeni cemaatinin din, vicdan, i­nanç ve ibadet özgürlüğü Yüce Devletimizin gü­vencesi altındadır. Bu itibarla, çetin geçiş sü­recinde, Devletimizin yaklaşım ve rolünün her daim yapıcı olduğu gerçeğini göz ardı et­me­meliyiz. Cemaatimizin içindeki görüş ay­rı­lık­larına koşut olarak, geçiş sürecinde bazı den­gelerin oluştuğunu ve bunların yine cemaa­ti­mizin dinamikleri sayesinde, ahenk ve kon­sen­süsle değişebileceğini unutmamalıyız.

Bu vesileyle, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tay­yip Erdoğan tarafından referandum sonrası se­çim süreci bağlamında yüksek ilgilerini e­sir­gemeyecekleri yönünde cemaatimize iletilen mesajlarının yaratmış olduğu iyimserliğin al­tı­nı çizmekte ve Zat-ı Devletlerine şükranla­rı­mızı arz etmekteyiz.

Kilisemizin evlatlarına, patrik seçimi sü­re­ci­nin Devletimizin müdahalesi nedeniyle sekte­ye uğradığı yönündeki manipülatif bilgilere i­ti­bar etmemeyi salık vermekteyiz. Türkiye Cum­hu­riyeti’nin sadık yurttaşları olarak geçici çe­kişmelerle sorumluluk bilincimizi kuşku al­tın­da bırakmamalıyız.

4) Ermeni Apostolik Kilisesi’nin kadim kural ve geleneklerine, örf ve adetlerine göre pat­rik­lerimiz halk ve ruhaniler tarafından bir­lik­te seçilmektedir. Seçim sürecinin altyapısı ise ruhanilerimiz tarafından oluşturulmakta­dır. Dolayısıyla yeni dini önderimizi seçer­ken, Patriklik Makamımızın ve cemaatimizin i­ti­barı bakımından örnek davranışlar sergilemek du­rumundayız.

Bu bağlamda, kişisel ihtiraslarla Patrikli­ği­mize bağlı ruhanilerimizin yıpratılmaya ve i­tibarsızlaştırılmaya çalışıldığını infialle gö­zlemlemekteyiz. Patrikhanemiz ruhanilerinden her biri, makamın 550 yıllık kadim geleneğinin bu­günkü onurlu temsilcileridir. Misyonlarının bi­linciyle ve büyük bir özveriyle görev yapan ru­hanilerimizin ürettiği ortak akla saygısız­lık, Kilisemiz hiyerarşisi bakımından ihlal ve hal­kımız nezdinde sorumsuzluk niteliğindedir. Ru­hanilerimizin sağduyusunun inkarı ve bilhassa tehditlerin onların ortak aklına galebe çal­dığı iddiaları tek kelimeyle talihsizliktir.

5) Patrikhanemizde 16 Şubat 2017 Perşembe gü­nü Sayın Başepiskopos Ateşyan ve Sayın Episkopos Maşalyan arasında yapıcı bir görüşme ger­çek­leşmiştir. Tırmanan nahoş bir gerginlik orta­mında, iki ruhanimizin son kertede birkaç gün zarfında bir araya gelebilmesi, cemaati­mi­z­in sağduyulu kesimleri tarafından bir ka­za­nım olarak değerlendirilmektedir. Patrik­ha­ne­mizin ulvi çatısı altındaki bu görüşme, Surp Pır­giç Ermeni Hastanesi Vakfı Yönetim Kurulu Baş­kanı Sayın Bedros Şirinoğlu’nun yoğun gay­ret­leri ve girişimi, yine cemaatimizin bir grup akil mensubunun değerli katkılarıyla ger­çek­leşmiştir. Makamımız, toplumumuzun huzurun­da, bu girişimin sahiplerini en yüksek takdire şa­yan bulmaktadır. Seçim sürecinin sağlıklı ve i­vedi idamesi açısından İstanbul’daki iki e­pis­koposumuz arasındaki ahenk ve işbirliğinin ye­terli olmasa da gerekli bir unsur olduğunu gözden kaçırmamalıyız. Geçiş sürecinde şekil­le­nen dengelerin artık değişmesi gerektiği a­şi­kardır. Bu enerjiyi, yeni geçiş dengeleri o­luşturmak için değil; artık seçime odaklanmak için kullanmalıyız.

6) Yine 16 Şubat 2017 Perşembe günü Kumkapı Mer­yem Ana Ermeni Patriklik Kilisemiz’in bün­yesindeki Bezciyan Salonu’nda bir toplantı dü­zen­lenmiştir. Patrikhanemiz bu toplantının çok ger­gin bir ortamda cereyan ettiğini, hatta kol­luk güçlerimizin önlem almasını gerektirecek koşulların oluştuğunu üzülerek gözlemle­miş­tir.

Cemaatimizin her bireyi patrik seçimi ko­nu­sun­da çok yönlü olarak bilgilenme ve görüş bil­dirme hakkına sahiptir. Patrikliğimiz her gö­rüşe ve yaklaşıma saygılı olma ve onlara kar­şı eşit mesafede kalma ilkesine sadıktır. Ma­kamımız, o toplantıya katılım gösteren tüm ku­rum yöneticilerini ve cemaatimiz bireylerini o­raya yönelten motivasyonu önemsemekte ve her bi­rinin hassasiyetini takdir etmektedir. Do­la­yısıyla cemaatimizin tüm bireylerine, daha so­ğukkanlı ve yapıcı, karşılıklı anlayışı per­çin­leyici bir ortamda tartışma çağrısı yap­mak­ta­yız. Bu tip toplantılar, samimi bir şekilde to­plumumuzun her kesiminin bilgilenmesine yö­ne­lik olmalı ve nüfuz mücadelesi mecrasına sü­rük­lenmemelidir. Seçim öncesinde, hangi muh­te­mel adayı desteklediğinden bağımsız olarak, Pat­rikhanemiz, cemaatimizin istisnasız her bi­re­yinin Kutsal Kilisemizin öz evladı olduğunu a­nımsatmaktadır. Aynı kutsal yağla vaftiz ol­muş kardeşler arasındaki görüş alışverişle­ri­nin buna uygun bir ruhla yapılmasını ısrarla bek­lemekteyiz. Zorluklar bölünerek değil; bir­le­şerek aşılacaktır. Saflaşmaların değil; sa­mi­mi bir kaynaşmanın zeminini hazırlayalım.

Önümüzdeki dönemde Patrikliğimizi taraf ya da he­d­ef olarak göstermek isteyen kesimlerin ko­nu­lara bu pencereden yaklaşacaklarını umut e­de­­riz. Bu hatırlatma, konjonktürel gereksinim­ler­le yapılmamakta, vardığımız kırılma nokta­sı­nın hayatiyetinden kaynaklanmaktadır. Pat­rik­liğimizin dağıttığı takdislerden herkes i­çin öngörülen pay eşittir.

7) Son bir hafta içerisinde, iki episkoposu­muz arasında yaşanan görüş ayrılıkları ve bu bağ­lamda oluşan ortam, her düzlemde geniş yan­kı bulmuş ve endişe yaratmıştır. Sayın Episkopos Maşalyan, sorunu, Tüm Ermeniler Katolikosu Ka­dasetli Başpatrik Karekin II Hazretleri’nin yük­sek dikkatlerine arz etmişlerdir. O nokta­dan itibaren, Sayın Katolikosumuz’un bu sorunu sarf-ı nazar etmediklerini ve iki episkopu­su­muzla da pederane bir iletişime geçtiklerini ce­maatimizin bilgisine sunmak isteriz. Kendi­le­ri sorunun diyalog ve sükûnet içinde çözümü i­çin tavsiyelerini iletmişler ve bu yönde dua­cı olmuşlardır. Bu vesileyle, Patrikliğimizin Zat-ı Kutsiyetlerine derin şükranlarını ve say­gılarını arz ettiğini bildirmeyi bir borç ad­detmekteyiz.

Kutsal Makam Eçmiadzin’de bu hafta Sayın Ka­to­likosumuz’un değerli önerileriyle, İstanbul Er­meni Patrikliği bünyesindeki üç episkoposu­muz bir araya geleceklerdir. Bu bağlamda, ö­nü­müz­deki günlerde Sayın Başepiskopos Ateşyan ve Sa­yın Episkopos Maşalyan, Kutsal Eçmiadzin’e ha­reket edeceklerdir. Öngörülen dualara ve is­ti­şareye, Almanya Ermenileri dini önderi Sayın Ba­şepiskopos Karekin Bekçiyan da dahil olacak­l­ar­dır. Kilisemizin en kutsal mabedinde, Sayın Ka­tolikosumuz’un yüksek riyasetlerinde, e­pis­ko­poslarımız, dua ortamında manevi cesaretle­ri­ni tazeleme olanağı yakalayacaklardır. Hiç kuş­kusuz, bu vesile özenle değerlendirilmeli­dir. Süreç şu anda, önümüzdeki bu derin manevi a­rayışa endeksli bulunmaktadır.

Ermeni Apostolik Kilisesi’nin bütünü içe­ri­sin­de, İstanbul Ermeni Patrikliği yönetsel o­la­rak özerk bir konumdadır. Dolayısıyla, seçim sü­recinin Patriklik Makamımızın bünyesinin dı­şın­dan idame ettirilemeyeceği aşikardır. Bu an­lamda, herhangi bir yönlendirme ihtimali söz ko­nusu değildir. Dolayısıyla manen ve ruhen bir arınma sonrasında, episkoposlarımızın Kutsal Makam Eçmiadzin’den dönüşleri sonrasında, se­çim süreciyle ilgili somut çalışmalar baş­la­yacaktır. Bu bütünün içerisinde, bir patrik kay­makamının seçimi, yeni bir müteşebbis he­ye­tin oluşturulması ve akabinde İstanbul Va­li­liği aracılığıyla Devletimize başvurulması ön­görülmektedir. Geleneksel çizgimizden en kü­çük bir sapma olmayacağından hiç kimse kuşku duy­mamalıdır. Cemaatimizin tüm kesimlerinin i­ti­dalli davranacağına ve özenli bir şekilde ha­zırlıklara girişeceğine olan inancımız tam­dır. Patrikliğimiz cemaat basınımızın kat­kı­sı­nı da son derece önemsemektedir.

8) Türkiye Ermenileri Patrikliği, halkımızın bu topraklardaki tarihsel varlığının, yarattı­ğı değerlerin ve birikimin ve de ortak belle­ği­nin abidevi bir sembolüdür. Makamın istik­ra­rı için cemaatimizin her bireyine ödev düş­mek­­tedir. Özellikle herkesin duası, iyi niyeti ve dileğiyle onun devamlılığına katkısı el­zem­dir. Bir ruhani riyaset merkezi olan Patrikli­ği­miz, Kutsal Ruh’un ışığını yansıtmakta ve Ki­lisemizin çağların imbiğinden süzülmüş ta­nık­lığıyla, cemaatimizin evlatlarına rehberlik et­mektedir. Bu ruhani boyutun yanı sıra, Pat­rik­liğimiz büyük bir kültürel mirasın ta­şı­yı­cı­sı ve engin bir yönetsel deneyimin eksenidir. Bu niteliklerin anımsanması ve özümsenme­si cemaatimizin geleceğine umutla bakabilmemi­zin güvencesidir.

Gelin, yeni bir ruhani öndere ortak çabalarla ka­vuşmanın manevi hazzını ve meyvelerini bir­bi­rimizden esirgemeyelim. Vefa, özveri ve da­ya­nışma duygusuyla bu Kutsal Makamı yarınlara ta­şıyacak yeni patriğimizi birlik ve beraberlik içinde, heyecan, sevgi ve huzurla bekleyelim. Yine patriğimizi Ermeni Kilisesinin vakur ev­­latları olarak gururla ve alnımız açık bir şe­­kilde karşılayalım.

İstanbul’da bugün sadece iki episkoposumuz bu­­lunmaktadır. Seçim sürecinin geçici çekiş­me­leriyle onların arasında husumet yaratmak, re­kabet körüklemek manevi değerlerimize ve ah­lak anlayışımıza yabancıdır. Nitekim seçim ge­lip geçecek ama onlar iki örnek çoban kalarak, yüz yüze bakacak, birliktelik ve sadakatle hal­kımız ve Kilisemiz için şevkle hizmet etmeyi sürdüreceklerdir. Onların ilişkisinin yıp-­ranmaması ve daima kendisini yenileyebilecek potansiyeli içermesi, Patrikliğimizin ve ce­maa­timizin uzun vadeli beklentileri bakımından sa­yısız yararlar taşımaktadır.

İsa Mesih’in muhteşem dirilişinde ifadesini bulan büyük umut, hepimiz açısından birbirimi­ze yeni müjdeler vermeyi mümkün kılsın. Aziz­le­rimizin şefaatiyle Yüce Tanrı bizlerden e­sen­liğini, bereketini, yardımlarını ve merha­me­tini esirgemesin. Amin.

Kilisemizin tüm evlatlarına saygıyla duyurulur.

Երկուշաբթի, Փետրուար 20, 2017