SEÇİMLERLE İLGİLİ TARİHE NOT...

Türkiye Ermeni toplumu bu hafta sonunda, İstanbul'daki cemaat vakıflarının önemli bir bölümünün yeni yönetim kurullarını belirlemek için seçime gidiyor. Cemaat üyeleri uzun zaman sonra sandık başına giderek vakıflar için oy kullanacak.

Seçimler Ermeni toplumunda gerçekten ibretlik bir ortamda gerçekleşiyor. Cemaat çevrelerinin dikkati genelde sorunların yönetmelikle ilgili boyutlarına odaklanmış olsa da, her şey o kadarla sınırlı değil. Bu seçimlerin düzenlenmesi aşamasında bazı noktalarda takınılan tavır, toplumsal yaşamımızdaki sağlıksız zihniyetin çarpıcı bir dışa vurumu mahiyetinde.

İstanbul 3. Bölgedeki vakıflar için bu Pazar günü seçim düzenlenecek. Yani Bakırköy ve Yeşilköy kiliselerinin vakıf yönetim kurulu seçilecek. Cemaat nüfusunun hayli yoğun olduğu, okulu olan semtlerden söz ediyoruz. Gelin görün ki haftalar süren seçim sürecinde bu noktalarda Ermeni basını, dolayısıyla Ermenice gazeteleri izleyen insanlar dışlandı ve görmezden gelindi.

Ne resmi seçim duyurusu Ermenice gazetelerde yayımlandı, ne de adaylar projelerini bu kitleye duyurma gereksinimi hissetti.

İlgilendiğinizde karşılaştığınız tablo gerçekten içler acısı. Vakıf yönetim kurulları, resmi duyuruların Seçim Tertip Heyeti tarafından yapıldığını, konunun onların inisiyatifinde olduğunu söylüyor. Seçim Tertip Heyetleri ise, vakıf yönetim kurullarının tercihleri doğrultusunda davrandığını belirtiyor. İçselleştirilmiş bu ikiyüzlülük gerçekten de artık utanılması gereken sınırların çok ötesine taşmış değil mi?

Üçüncü Bölge Seçim Tertip Heyeti aynı zamanda taşradaki vakıfların seçimlerini de düzenliyor. Orada da durum farklı değil. Sadece Diyarbakır Surp Giragos Kilisesi Vakfı Ermeni basınıyla seçimin duyurulması için çalışıyor. Ya diğerleri? Vakıf yönetim kurulu mu isteksiz yoksa Tertip Heyeti mi inisiyatifini bu yönde kullanıyor?

İstanbul 2. Bölge için sorumluluk üstlenen Seçim Tertip Heyetleri'nin işlettiği olumlu mekanizmalar diğerlerine örnek olmuyor. Çünkü hoyrat yöneticiler için olumlu durumlar esin kaynağı sayılmıyor.

Benzer durumlar, aynı seçim bölgesinde bulunmayan başka vakıflar için de söz konusu. Örneğin Üsküdar Surp Garabet Kilisesi Vakfı. Yönetim Kurulu söz verdiği halde basına geri dönüş sağlamaya dahi tenezzül etmiyor. Tekrar edelim ki tek örnek bu değil. Her seçim bölgesinde benzer durumlar var. Zihniyetten kaynaklanan çarpıcı sıkıntılar sadece Büyükdere ya da Beyoğlu ile sınırlı değil. Başka noktalarda olanların da göz ardı edilmemesi gerekiyor.

Birilerinin sorması gerekmiyor mu? Siz kimin için seçim yapıyorsunuz? Bu nasıl bir şeffaflık anlayışıdır? Katılımı maksimize etmek için seçim duyurularını neden her mecrada duyurmaktan yana değilsiniz? Ermenice bilen insanlar bu toplumda üvey evlat mı? Neden herkesin oy kullanabilme hakkına saygınız yok? Seçim düzenlemek sizin için saklambaç oynamak gibi bir şey mi? Ermenice'yle iletişim kapasitesine sahip olan insanları dışlayarak, seçim sürecinde bu toplumu bölmeye hakkınız var mı?

Kısacası bu zihniyeti sergileyenleri ve onlar karşısında üç maymunu oynayanları ayıplıyoruz. Bu Pazar günü Bakırköy ve Yeşilköy Kiliseleri için oy kullanacak olan cemaat üyelerini, iş başına gelecek yeni yönetim kurullarını şimdiden yakın takibe almaya çağırıyoruz. Bu seçim orta mını, bu ayrımcı koşulları içine sindirmiş olan tüm aday, sorumlu ve yöneticileri içimize sindiremediğimizi cemaatimizle paylaşıyoruz. Sözle eylemin arasındaki makasın bu denli açılmasından sağlıklı bir ortam doğabileceği konusunda iyimser olmasak da, umudumuzu korumaya çalışıyoruz.

Gelecekte Türkiye Ermeni toplumunun gidişatını incelemek isteyecekler için, 2022 yılının Kasım ayı itibarıyla tüm bunları tarihe not düşüyoruz.

Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az...

ARA KOÇUNYAN

Ուրբաթ, Նոյեմբեր 18, 2022